Dünya Değişiyor ya Ben?
“The world is changing, I feel it in the earth, I feel it in the water, I smell it in the air.” Yüzüklerin Efendisi Yüzük Kardeşliği filminin giriş repliğinde Galadrielden dinleriz bu cümleyi. “Dünya değişiyor, toprakta hissediyorum, suda hissediyorum, havada kokluyorum.” gibi çevirebiliriz bu cümleyi.
Gerçekten Orta Dünya değişmekte ve büyük sancılar gelmektedir. Ancak aynı zamanda bu cümle gerçek dünyamız içinde geçerli değil midir? Her an dünya değişmekte her geçen saniye, bunu rüzgarda hissedebiliriz, görebiliriz baktığımız her yerde. Asıl önemli soru biz yerimizde mi sayıyoruz?
İnsanoğlu da her geçen saniye bir şekilde değişir ama önemli olan kendini geliştirebilmek ve olumlu değişiklikleri kalıcılaştırabilmektir. Son günlerde hayatımla ilgili aldığım ufak tefek kararları uygulayabildiğimi gördüm. Eskiden bir şeye karar verir yapmazdım; ders çalışmak gibi…
Son günlerde programlı yaşamaya, aldığım kararları uygulamaya başladığımı görünce daha büyük bir karar almayı istedim. Bunu yapmak için beni teşvik eden şey ise daha önceleri dinlediğim sonradan unuttuğum bir şarkıyı yeniden dinlemek oldu. Gizli Özne grubundan Özür Dilerim şarkısını tekrar dinledim ve kendime geldim.
“Özür dilerim, bugün çıkıyorum hayatından.” sözlerini her duyduğumda kendime sordum: “Ben neden bunu yapmıyorum, yapamıyorum?” diye ve gördüm ki artık hiç bir neden kalmamış. Kararımı verdim. Artık O’nun hayatından tamamen çıkıyorum. Ama hemen değil. Hala yapmak istediğim son iki güzellik var aklımda.
Bunlardan birini yapacağım ve o zaman söyleyeceğim artık arkadaş olmanın gereksiz olduğunu, hayatından tamamen çıkıp gideceğimi ve onu da benimkinden çıkaracağımı. Alacağım cevabı da biliyorum. “Tamam, sen nasıl istersen.” diyecek ne itiraz edecek, ne aksi için çaba gösterecek. Büyük ihtimalle de hayatında en ufak bir değişiklik olmayacak. Ama ben artık onun hayatını değil kendiminkini düşünüyorum. Onun mutluluğundan daha önemli artık kendi mutluluğum ve bunun yolu aradaki köprüleri atmaktan geçiyor.
Çünkü ne zaman o köprülerden bir şey geçse, bir söz, bir selam, bir bakış. Benim yakamda hareketlilik başlıyor. Heyecan, hüzün, özlem… Hayır, artık köprüler olmayacak daha fazla.
Umarım bu son kararımı da diğerleri gibi uygulayabilirim ve umarım yararlı olur.
Biterken: Seksen Dört – Sabah Olsun yerini Yüksek Sadakat – Aklımın İplerini Saldım ‘ a bırakıyordu.